Dünyanın önde gelen oyun şirketlerinden Ubisoft, uzun süredir devam eden taciz iddialarıyla gündemdeydi. Geçmiş yıllarda patlak veren skandalların ardından şirket içinde başlatılan soruşturmalar, sonunda yargıya taşınmış ve Fransa merkezli mahkemelerde resmî olarak incelenmeye başlanmıştı. Son gelişmelerle birlikte bu süreçte önemli bir dönemeç geride bırakıldı.
Ubisoft’un üç eski üst düzey yöneticisi, çalıştıkları dönemdeki davranışları nedeniyle cinsel ve psikolojik taciz suçlarından mahkûmiyet kararı aldı. Mahkeme, sanıkların şirket çalışanlarına sistematik şekilde psikolojik baskı uyguladığını, bazı çalışanları ise cinsel olarak istismar ettiğini belirledi.
Oyun Endüstrisinde “Sessiz” Yıllar Gün Yüzüne Çıktı
Ubisoft, özellikle Assassin’s Creed, Far Cry, Watch Dogs ve Rainbow Six gibi serileriyle dünya çapında büyük başarıya ulaşmış bir marka. Ancak bu başarının perde arkasında yıllardır konuşulan ama belgelenemeyen iddialar vardı. İlk kez 2020 yılında bazı çalışanların anonim açıklamaları ve basına sızan e-postalar sayesinde konunun kamuoyuna yansımasıyla olaylar zinciri başladı.
İddialar; ofis içi cinsiyetçi şakalar, kadın çalışanlara yönelik ayrımcılık, mobbing, terfi engelleme ve fiziksel temas içeren taciz davranışlarını kapsıyordu. Şirket içindeki “toksik liderlik” kültürü nedeniyle çalışanlar uzun süre sessiz kalmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
Mahkeme Ne Karar Verdi?
Fransa’da görülen davada, üç eski yöneticinin suçları sabit görüldü. Mahkeme kararına göre sanıkların:
- Kadın çalışanları sistematik olarak sözlü ve fiziksel tacize maruz bıraktığı
- Terfi, görev değişikliği ve prim gibi konularda tehditkâr dil kullandığı
- Psikolojik şiddet uygulayarak çalışma ortamını sürdürülemez hâle getirdiği
belirlendi. Mahkeme, sanıklara çeşitli sürelerde hapis cezası ve meslekten men yaptırımı uyguladı. Ceza ertelemesi olup olmayacağı ise ilerleyen süreçte netleşecek.
Ubisoft’un Kurumsal Tepkisi
Kararın ardından Ubisoft’un merkezi tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin uzun süredir şirketle ilişiğinin kalmadığı ve insan kaynakları politikalarının yeniden yapılandırıldığı belirtildi. Şirket, “sıfır tolerans” ilkesini benimsediklerini ve çalışan güvenliğini öncelikli hâle getirdiklerini duyurdu.
Ancak eleştirmenler, bu tür olayların önlenmesinin yalnızca politikalarla değil, etkin denetim ve kültürel dönüşümle mümkün olduğunu vurguluyor.
Oyun Sektöründe Sistematik Sorunlar mı Var?
Ubisoft davası, oyun dünyasında son yıllarda art arda yaşanan taciz ve istismar vakalarının yalnızca buzdağının görünen kısmı olduğunu bir kez daha gösterdi. Benzer olaylar daha önce Blizzard Entertainment, Activision ve Riot Games gibi dev stüdyolarda da gündeme gelmişti.
Bu olaylar, sektördeki bazı ortak sorunları gözler önüne seriyor:
- Erkek egemen yönetim yapısı
- İnsan kaynaklarının etkisizliği
- Şirket içi denetim mekanizmalarının yetersizliği
- Uzun mesai ve “crunch” kültürünün suistimal edilmesi
- Sessiz kalma kültürünün kurumsal olarak teşvik edilmesi
Kadın çalışanların sektörde yaşadığı zorluklar, kariyer gelişimlerinin engellenmesi ve maruz kaldıkları psikolojik yük, küresel düzeyde endüstriyel dönüşüm çağrılarını da beraberinde getiriyor.
Kadın Çalışanlardan Güçlü Mesajlar
Davada mağdur olarak ifade veren bazı kadın çalışanlar, adaletin geç de olsa yerini bulduğunu ifade etti. Bazı çalışanlar kamuya açık platformlarda yaptıkları paylaşımlarla şunları vurguladı:
- “Yıllarca yalnız bırakıldık, ama artık görünürüz.”
- “Susmamız istendi, ama şimdi sesimiz duyuluyor.”
- “Bir daha kimsenin böyle şeyler yaşamasını istemiyoruz.”
Bu açıklamalar, oyun sektöründe kolektif bilincin ve dayanışmanın güçlendiğine işaret ediyor.
Ubisoft örneği, büyük şirketlerin sadece oyun geliştirme değil, insan yönetimi konusunda da şeffaflık, sorumluluk ve etik değerleri benimsemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Oyun dünyasında yetenek kadar güvenlik, başarı kadar saygı da ön planda tutulmalı.